Pages

Subscribe:

1 Mart 2012 Perşembe

Galatasaray vs Adnan Polat

Biraz maziye gidelim, 2008 sonrası çöküşe bakalım. Aslında benden başka kimse yok, yazarken tuhaflaşıyo insan. Bakalım nedir yani. İki satır yazınca bi Tuna Kiremitçi'ye dönüşüm başlıyo insanda, engelleyemiyorsun da. neyse. Zaten bildiğiniz şeyleri yazayım ben.


İki sezon Fenerbahçe'nin de başarısız olması nedeniyle göze batmayan başarısızlık, takımın ligi 8. sırada ve Fenerbahçe'nin oldukça altında bitirmesiyle birlikte olanca çıplaklığıyla gün yüzüne çıktı. Bu süre zarfındaki başarısızlığın arkasındaki isimler de bellidir: Adnan Polat ve Adnan Sezgin. Şöyle açalım.

2007-2008 sezonunda ligi sadece 3 mağlubiyetle ve teknik direktörsüz bitirip şampiyon olan ve müthiş bir başarı yaşayan bir takım vardı. Adnan Polat'ın şansı, oturmuş ve yoluna devam eden bir kulübe başkan olarak seçilmesiydi. Yani o seçildiğinde Galatasaray ligde 27. maçını oynuyordu.. Sonraki kötü yönetimi, Feldkamp'ın gidişi vs. bile etkileyemedi bu efsane şampiyonluğu. Üstüne bir de takıma sinerji kazandırdı, motive etti gibi yorumlara sebep oldu.


Ve yeni sezon geldi. Galatasaray 2008-2009 sezonuna Michael Skibbe'nin önderliğinde başladı. Genç bir teknik direktörle Galatasaray'ın geleceğini planladıklarını anlattı her yerde Adnan polat, ama Avrupa'da özlenilen başarının bir kısmını tekrar hatırlatan adamı, Skibbe'yi o sezonun 21. haftasında kovdu. Gelecek planlaması adına müthiş bir hamle değil mi? Bülent Korkmaz getirildi alelacele ve ligi zar zor 5. olarak bitirirken 34 maçın sadece 18'ini kazanabildi takım. Adnanların şansına Fenerbahçe Luis Aragones'i getirmişti ve o da aynı şekilde başarısız olmuştu. Bu sebepten camianın tepkisi gerektiği kadar büyük olmadı. Ne de olsa Fenerbahçe'de başarısız olmuştu.



Neyse gelelim 2009-2010 sezonuna. Adnan Polat, yani Galatasaray lige Rijkaard'la başladı. Teknik kadro görünürde güçlü, o konuda Adnan Polat'a kimse itiraz edemedi ama takım güçsüz bu sefer. Yani başlangıçta, Rijkaard faciası kendini göstermeden önce de bu sefer takım kurma konusunda yetersiz Adnanlar. Yerli futbolcu kalitesi o kadar düşük ki, eskiden milli takıma en az 5-6 oyuncu gönderen galatasaray artık en fazla 3 tane futbolcu gönderebiliyor. Mustafa Sarp tam 46 tane maça çıkıyor Galatasaray formasıyla, o derece. Sonrasında da beklenen oluyor, Galatasaray ligi Bursaspor'un 11 puan gerisinde yine zar zor 3. olarak bitiriyor ama o da ne? Fenerbahçe son maçta şampiyonluğu kaybediyor ve yine tepki gelmiyor. Ne de olsa fenerbahçe şampiyon olamadı değil mi?

Esasında burda Rijkaard'a da ayrı bir parantez açmak lazım. Bir teknik direktör ancak bu kadar beklenti yaratıp bu kadar kötü çıkabilir. Adam bildiğin sıfırdı arkadaş ya. Meğer Ronaldinho futbol dünyasına çakmış bu adamı teknik direktör diye. Kendisinin yönetimindeki Galatasaray, Süper Lig'de herhangi bir deplasmanda 4 gol atamamış mesela. Öyle ki, Adanan Polat'ın tek olumlu icraati kendisini kovmaktır.

Neyse, artık dananın kuyruğunun koptuğu yer de burasıydı zaten. Adnanlar geldiğinden beri freni boşalmış kamyon gibi yokuş aşağı giden Galatasaray en sonunda yokuşun dibindeki duvara çarptı. Adnan Polat alışıldığı üzere arkasındayım dediği Rijkaard'ı kovdu ve yerine yine iyi bir teknik direktör değil, kimsenin itiraz etmeyeceği bir ismi getirdi: Hagi'yi.



Rijkaard'a açtığımız parantezden Hagi için de açmazsak olur mu? Hagi bizim kahramanımızdır. Hagi bütün bir ülkenin futbol algısını değiştiren adamdır. Türkiye'de 90'lı yılların karmaşık futbolundan 2000'lerin organize futboluna geçişin adıdır Hagi. Asla iyi bir teknik direktör olamadı tamam, ama dünyanın en iyi futbolcularından biri oldu. Galatasaray formasını terletti, rüyalarımızda gördüğümüz kupaları kazandırdı. Türk takımları Avrupa'ya artık maç kazanmaya gidiyorsa bunun sebeplerinden biri de Hagi'dir.

Hagi geldi, 18 maça çıktı, berbat bir takım performansı sonrası gitti; bu sefer Bülent Ünder'le zar zor bitirdi ligi Galatasaray. Eksi averajla ve 8. olarak. Adnan Polat ne demişti geçen sezonun başında? Şampiyonluk yolundaki tek rakibimiz Fenerbahçe'dir demişti değil mi? Fenerbahçe'nin başarısızlığına güvenen bir adamdı işte Galatasaray'ın başkanı. Geçen sezonun puan tablosundan daha iç acıtıcı olan durum budur işte. Adnan Polat ve Adnan Sezgin bu kulübü yönettiler. Yönetebildiler yani.



2011-2012 sezonu Galatasaray için tamam ya da devam sezonuydu. Yeni bir başkan, yeni bir teknik direktör, yeni oyuncular. Hatta yeni bir stadyum. Hepsi de doğru tercihler olunca sportif başarı geldi sonunda. Ünal Aysal Adnan Polat'ın yapamadığı başkanlığı yapmakla meşgul. Fatih Terim derseniz, en başta şüpheyle yaklaşılsa da Galatasaray'ın asıl ihtiyacı yedek kulübesini dolduracak bir teknik direktördü neticede. Güzel futbol ve iyi oynayan bir takım için eminim bütün Galatasaraylılar 1-2 yıl beklemeye razılardı, ama o da 1 yıl dolmadan kendini göstermeye başladı. Başkan'la Fatih Terim arasında sıkıntılar olduğu söyleniyor ama eminim ki Galatasaraylılık bu sıkıntıları aşmak için yeterli olacaktır.

1 yorum:

littleiv dedi ki...

oh dolu dolu bir gs yazısı olmuş. eline sağlık

Yorum Gönder