Pages

Subscribe:

17 Mart 2012 Cumartesi

Fenerbahçe Galatasaray Derbisi


Defansif ve kontrollü oynayan, iyi kontratak yapan ve sinirlerine hakim olan takımın kazanacağı; ya da en azından puan alacağı maç olacak büyük ihtimal. 1999'dan sonra Galatasaray hep kazanmaya gitti, hep kaybetti Kadıköy'de. Feldkamp'la Türkiye Kupası'nda ve Hagi'yle ligde iki defa defansif oynadı ve iki beraberlik aldı o kadar. Fenerbahçe ise bu zaman aralığında hep defansif ya da tamamen defansif demeyeyim de, akıllı oynayan takımdı ve hep kârlı çıktı.


Galatasaray tarafında Fatih Terim'in 4-4-2'ye geçmesinden ya da Sabri Sarıoğlu'nu kesmesinden anlaşılan ders vermeyi bırakıp ders almaya tekrar başladığı. Gerçi hala ara sıra 4-1-4-1 'e dönüp maçları zora sokuyor, tam tamamen vazgeçti derken Beşiktaş maçında yaptı mesela. Bakalım bu maçta takımına kontrollü bir hücum futbolu mu oynatacak, defansif mi oynatacak yoksa ikisinin ortasını mı bulacak göreceğiz. Tamamen defansif oynarsa maçı alma şansının oldukça azalacağını düşünüyorum çünkü Galatasaray bunu yapabilen bir takım değil, hücum oynarken pozisyon vermeyen bir takım. Ne zaman kapansa karşı takım bunaltıyor, pozisyonlar buluyor. Yine çift forvetle çıkarız (elmander-necati) herhalde. kadro tahminim:




Fenerbahçe tarafında ise Aykut Kocaman var. Teknik direktör olduğu günden beri önce defansı sonra ofansı düşünen bir adam Aykut. Sezon başından beri rakiplerine çok pozisyon veriyor, özellikle de iyi kontratağa çıkan takımlara. Deplasmanlarda bu takımlara genelde kaybettiler zaten. 2-0 biten Beşiktaş maçındaki gibi bir futbol oynatırsa Beşiktaş'tan farklı olarak Galatasaray'ın gol atacağını düşünüyorum, çünkü Galatasaray kontratağı Beşiktaş'a nazaran daha kaliteli adamlarla ve daha iyi yapıyor. Galatasaray'da Holosko yok; Necati, Elmander ve kulübede Baros var. Bu maçta 4-3-3'e yakın 4-3-1-2  gibi oynayacaklarını düşünüyorum. Kadro tahminim:



Neticede güzel maç olsun, iki taraf da güzel oynasın, güzel bir maç izleyelim. Maçtan sonra da hakemler değil futbol konuşulsun. Bi de mümkünse Ergün Penbe'nin kıçına çarpıp giren ya da geçen sezon Leo Franco'nun yumurtladığı gibi bir gol yemeyelim. Kim kazanır derseniz de, ben 2000 yılında Samuel Johnson'ın frikiğinde Emre Belözoğlu'nun ayağına çarpıp giren golden beri pek tahmin yapmıyorum Fenerbahçe maçlarından önce. O sene ısmarladığım yemeklerden bir ordu doyardı çünkü.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder