Pages

Subscribe:

18 Mart 2012 Pazar

Fenerbahçe'nin Aykut Kocaman'ı


Direkt konuya gireyim.

Aykut Kocaman'ın en büyük şansı, Daum'un oturttuğu bir takımın başına gelmesiydi. Çok kötü durumda almadı Fenerbahçe'yi, sadece şampiyonluğu son maçta kaybetmenin sebep olduğu bir travma hali mevcuttu takımda. Eskinin hücum sevdalısı Daum, Fenebahçe'ye ikinci gelişinde defansif bir futbol oynatmaya başlamıştı takıma. Fenerbahçe'nin golü 10. dakikada gelse, 80 dakika skor korumaya çalışıyordu, tepki de alıyordu ama bunu başarıyordu. Daum'un Fenerbahçe'si öne geçtiği maçları kazanıyordu yani. Benim hatırladığım sadece tek maç var öne geçip kaybettiği, o da içerde oynanan Bursaspor maçı. Bursaspor'un çılgın attığı sezondu, ki şampiyon da oldular zaten. Fenerbahçe derbilerdeki psikolojik üstünlüğünü de Daum'un ilk döneminde kazanmıştır. Zico bunu devam ettirdi, arada Aragones bu ikisinin kaymağını yedi, sonra tekrar Daum derken Daum da gitti, Aykut Kocaman geldi ve sendelenme başladı..

Aykut Kocaman takıma ilk geldiğinde, Daum'un 4-4-1-1 sistemini devam ettirdi, böylelikle de çok bir geçiş dönemi zorluğu yaşamadı Fenerbahçe. Üzerine takıma Yobo, Caner, Stoch, Özer, Dia, Niang gibi önemli takviyeler yapıldı. Aslında bundan sonrasını 3 ana döneme ayırmak gerekir diye düşünüyorum.

1. 2010-2011 sezonunun ilk yarısı: Bildiğimiz klasik bir Aykut Kocaman performansı izlediğimiz dönemdir. Avrupa'dan iki defa elenen ve ardından içerde iyi oynayıp kazanan, deplasmanda kayıp bir Fenerbahçe. Şükrü Saraçoğlu Stadı'nda oynanan 9 maçta 7 galibiyet, 2 beraberlik var; bu iki beraberliğin biri Beşiktaş'a, diğeri Galatasaray'a karşı alınmış. Buna karşılık deplasmanda oynanan 8 maçta  4 mağlubiyet, 1 beraberlik ve 3 galibiyet var. Bu 3 galibiyetin de biri Kasımpaşa'ya diğeri ibb'ye karşı alınmış. Bu dönemde İstanbul dışında kazandığı tek maç Konyaspor maçı yani. Yeni Malatyaspor falan var bak onları söylemiyorum bile. Süper Lig'de 17 maçta 33 puan toplamış.

2. 2010-2011 sezonunun ikinci yarısı: İşte Aykut'un teknik direktörlük hayatının en garip dönemi. Ya bakire kız kesip futbol tanrılarına armağan etti ya da Morpheus gelip enseden verdi futbol bilgisini, verdi taktik dehayı 17'de 16 yaptı Aykut Kocaman. İstatistik vermeye lüzum yok, yazdım zaten. 17 maçın 16'sını kazanıp 1 tanesinde berabere kaldı Fenerbahçe ve ikili averajla Trabzonspor'u geçip ligi birinci sırada bitirdi. 17 maçta toplanan puan sayısı 49. İlk yarıdan tam 16 puan fazla.

3. 2011-2012 sezonu: Klasik Aykut Kocaman'ın döndüğü dönemdir ama tek bir farkla, Daum'un sistemini uygulamamaktadır artık.Takıma katılan futbolcular Orhan şam, Serdar Kesimal, Özgür Çek, Reto Ziegler, Henry Bienvenu, Moussa Sow; takımdan ayrılmak isteyip gidenler Andre Dos Santos, Niang, Lugano ve Emenike'dir.Fenerbahçe iyi başlar ama yine rutinine döner. İçerde iyi, dışarda kötü. Aykut Kocaman'da garip bir sistemle oynamaktadır artık, takımın sol tarafı 4-2-3-1 oynarken sağ tarafı 4-4-2 oynamaktadır. Arada bir Alex'in tek forvet olduğu 4-3-3 denemektedir. Büyük maçları kazanamamaktadır artık.

Uzun lafın kısası, Aykut Kocaman'a ikinci döneminde sihirli dokunuş yapan şey neyse, artık yoktur. İyi bir Fenerbahçeli olabilir ama puan kaybettiği hemen her maçtan sonra hakemler hakkında konuşması, güç dengelerinden bahsetmesi vs. derken iyice antipati kaynağı olmuştur.Galatasaraylılar'ın Sabri Sarıoğlu ya da Beşiktaşlıların Necip Uysal ile ilgili düşündükleri şey Aykut Kocaman için de geçerlidir: bir takımın iyi bir taraftarı olmak, tek başına o takımda görev almaya yetecek bir özellik değil.

Son olarak da şunu söyleyeyim; Real Madrid içerde Malaga'yı handikaplı yener, AZ Alkmaar NAC Breda üst olur, Gaziantepspor Karabükspor'u yener, Liverpool Stoke City de alt olur.

2 yorum:

umutbrdk dedi ki...

Real Madrid içerde Malaga'yı handikaplı yener, AZ Alkmaar NAC Breda Liverpool Stoke City de alt olur.

hepside ters gitti iyi mi? 5 lira basmıştım...

ozguRugzo dedi ki...

harbiden ya bu nasıl bi karavanadır arkadaş. benim vardır böyle arada full yatan kuponlar. sana denk gelmiş karşim kusura bakma :)

Yorum Gönder